Değerli meslektaşlarım
Travma; bedene mekanik, kimyasal, termal veya elektriksel enerjinin fiziksel zarar vermesi durumudur ve trafik kazaları, depremler, boğulma, zehirlenme, düşme, yanma, şiddet, kendine zarar verme ve savaş eylemlerini de kapsayan geniş anlamlı bir terimdir. Travma, tüm dünyada ve ülkemizde en önemli sağlık problemlerinden biridir ve bütün ölümlerin yaklaşık %9-10’unu, yoğun bakıma kabul edilen hastaların ise %30’unu oluşturur. Travma özellikle 15-40 yaş gibi beklenilen yaşam süresi uzun olan genç insanların sakat ya da iş göremez hale gelmesine yol açarak; ağır psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlara neden olur. Travmanın yaş ve her tür sağlık durumundan bağımsız tüm bireyleri hedef alması; yönetiminin multidisiplener olmasını gerektirir. Travmaya bağlı ölümlerin çoğu ya olay yerinde, ya da bir sağlık merkezine ulaştıktan sonraki ilk dört saat içinde ortaya çıkar. Bu nedenle altın saat yani ilk 60 dakika içinde yeterli, hızlı ve doğru yapılan ilk müdahale ciddi önem taşır.
Hayatı tehdit eden yaralanmaların doğru yönetimi, ancak organize bir yaklaşım ve iyi bir perioperatif yönetim planının varlığı ile mümkün olacaktır. Travmada resusitasyon; yaralanma yerinde başlayan, operasyon odasında devam eden, yoğun bakıma uzanan bir süreci kapsar ve bu süreçte alınan kararların uzun vadeli sonuçları olacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Dünyada travma merkezlerinin oluşturulması ciddi maliyet gerektirir ve günümüzde gelinen noktada eğitimli sağlık ekibinin görev yaptığı travma merkezleri yetersizdir . Tüm dünyada çalışmalar ,gelecekte daha fazla spesifik travma merkezlerinin oluşturulmasına yöneliktir. Ne yazık ki ülkemizde özelleşmiş travma birimleri yetersizdir ve travma vakalarının başlangıç yönetimi pratisyen yada acil servis doktorlarının ilgili bölümlerden yaptığı konsültasyonlarla sınırlı kalmaktadır. Sonuçta ilk kabulün deneyimsiz kişilerce yapılması, morbidite ve mortaliteyi arttıran çok önemli bir problem olması yanı sıra hekimler aleyhine açılan davaların birincil nedenidir.
Ülkemizde bu konuda pek çok kitapta bölümler olmasına karşın, travmayı çok yönlü inceleyen ve tek bir kitapta toplayan bir kaynak bulunmamaktadır. Bu kitabın yazılma amacı, anestezistler, pratisyen hekimler ve acil servis hekimlerinin travmalı hasta yönetiminde karşılaşabileceği sorunlara cevap oluşturmak ve travma hastalarının çok yönlü tedavi yaklaşımlarında bütünleşmiş bir fikir yapısı, metne dayalı bir materyal bulunması ihtiyacıdır.
Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, oldukça zor ve riskli travma hastalarının yönetimini çok yönlü inceleyen bir kaynak hazırlamanın tüm hekimlere katkı sağlayabileceğini düşündük. Bu nedenle çeşitli üniversite hastaneleri ve eğitim hastanelerinden konusunda uzman olan öğretim elemanı arkadaşlarımızla birlikte ülkemizde eksikliği hissedilen geniş kapsamlı "Travma ve Anestezi” kitabını hazırlamak üzere yola çıktık. Özverili ve yoğun bir sürecin ardından bu kitabı sizlere sunmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyoruz. Ümidimiz, travma hastaları ile karşılaşan tüm hekimlerin bu kitabı yararlı bulmasıdır.
Bu kitabın hazırlanmasında en büyük katkıyı sağlayan her an yanımda olan, editör yardımcısı ve yazar olarak görev yapan çok değerli arkadaşlarım Prof. Dr. Onur Özlü, Prof. Dr. Hülya Teltik Başar’a en kalbi duygularımla teşekkür etmeyi borç biliyorum. Bizleri kırmayan ve yazım aşamasında desteklerini esirgemeden çok büyük bir özveri ile çalışan tüm yazarlarımıza en içten sevgilerimle teşekkür ediyorum. Basım aşamasında tüm yüreğini ortaya koyan ve bizlerden desteklerini esirgemeyen Hipokrat Yayınevi sahibi Ali Çelik ve grafik-tasarım departmanından Hüseyin Çağlıkasap’a en derin şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, literatürlerin temininde, okunmasında ve tercümesinde emeği geçen Y. Gökbey Gök’e emeği ve katkıları için teşekkür ediyorum.
Kitabımızın tüm meslektaşlarımıza yararlı bir kaynak olması dileğimle..
Prof. Dr. Feyhan Ökten