İşlem Adımlarıyla Ebelikte Klinik Uygulamalar
Âlem, insana emanet edilmiştir. İnsan ise küçük bir kâinattır. Kâinatta her ne varsa, insanda da bunlar vardır. Kainatın dörtte üçü sudan ibaret. İnsanın da öyle. Toprakta demir, çinko, bakır gibi elementler vardır, insan bedeninde de bu elementler mevcuttur. Yeryüzünde dağlar, tepeler, ovalar; insan vücudunda kemikler, eklemler. Yeryüzünde nehirler, bizde damarlar. Yeryüzünü saran yer kabuğu, insanı saran deri. Âlemde arş, bizde kalp; âlemde kürsü, bizde akıl; âlemde melek bizde ilham; âlemde fırtına, kasırga, şimşek, bizde öfke, kızgınlık, saldırganlık; âlemde bahar, bizde neşe, mutluluk, heyecan. Âlemde, yeşerme, üreme; bizde doğum. İşte bu ve benzeri örnekler, insanın küçük bir kâinat olduğunun ispatıdır. Kâinat ise büyük bir insandır. Âlem ile insanın benzeşiminden yola çıkılarak; insanın ölümü, âlemin ölümüdür denilebilir. İnsanı yaşatmak ise her şeyin üzerindedir. Şeyh Edebali "insanı yaşat ki, devlet yaşasın” demiştir. Hiçbir maddi kazanç, hiçbir manevi tatmin, hiçbir başarı öyküsü insanın üzerinde değildir. İnsanı yüceltmeyen, değerli kılmayan hiçbir sonuç, gerçek bir başarı değildir. Özgeçmişler, portfolyalar insanı ölçmek için yeterli değildir. Bunlar, sadece kişisel beceriler hakkında genel bir fikir sahibi olmayı kolaylaştıran evraklardır. İnsan ancak kendi içine döndükçe ve kendini keşfettikçe büyür, eğitilir, derinleşir ve devleşir. Aşık Veysel’in de dediği gibi,
Aldanma cahilin kuru lafına, kültürsüz insanın külü yalandır.
Hükmetse dünyanın her tarafına, arzusu hedefi yolu yalandır…
İnsan bir deryadır ilimle mahir, ilimsiz insanın şöhreti zahir.
Cahilden iyilik beklenmez ahir, işleği ameli hali yalandır…
Günümüz verileri, üretimin 15-64 yaş aralığında yoğunlaştığını göstermektedir. Bu gruptaki her birimiz ülkemizin ekonomik ve entelektüel varlığına hizmet edecek ve katkı sağlayacak yaşlardayız. Yaşamdaki hedeflerimizin ve bu hedeflere ulaşmak için kısıtlı imkânlarımız arasındaki zor dengeyi bulmaya çalışıyoruz. Aslında bu ikisi arasındaki dinamik, tüm yaşamımızda sürecek olan mücadele ve mümkün olan en iyiye ulaşma çabasıdır.
Kadın, aile ve toplum sağlığını koruyacak, esenliğini yükseltecek, gereksinim halinde bakım ve tedavi yükümlülüğünü yerine getirecek olan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi, akademik camiada hizmet veren bizlerin önemli sorumluluklarından biri. Bizler yaptığımız araştırmalardan elde ettiğimiz sonuçlarla ebelik mesleğinin bilgi yükünün artmasına, yazdığımız kitaplarla mesleğe özgü sınırlı sayıda olan eserlerin daha da çoğalmasına katkı sağlıyoruz.
Çağdaş bilgiler ışığında, kanıta dayalı uygulamaların ortak bir dille anlatıldığı ve alanında uzman akademisyenlerin mesleki bilgi ve deneyimlerini literatürle birleştirerek aktardığı "İşlem Adımlarıyla Ebelikte Klinik Uygulamalar” başlıklı kitap, son derece kapsamlı ve rehber olacak nitelikte hazırlanmıştır.
Kitapta "Temel Beceriler”, Doğum ve Doğum Sonu Bakımda Temel Beceriler” ve "Yenidoğan Bakımında Temel Beceriler” olmak üzere üç kısım ve elli bölüm yer almaktadır. Sadece ebelik öğrencilerinin değil, aynı zamanda bu alandaki sağlık hizmetlerinde bakım sunan ebelerin, eğitimcilerin de yararlanabileceği bu kitap, zengin görsellerle desteklenmiş, klinik becerileri "işlem basamakları” ile anlatılmıştır. Her bölüm sonunda konu özeti, tekrarı ve soruları ile bilginin kalıcılığı güçlendirilmiştir.
Ebelik, hemşirelik bölümleri ile alanında uzman diğer sağlık profesyonelleri yoğun iş yüklerine rağmen, zengin ve farklı bakış açıları ile bu eserin ortaya çıkmasında büyük katkı sağlamıştır. Tüm bölüm yazarlarına emeklerinden dolayı sonsuz teşekkür ederim.
Değerli okuyucular, sizlerle paylaştığımız bu kitapla birlikte sözü ve ameli sahici olan, her koşulda doğruluktan yana olan sağlıklı yaşamlar ve başarılar temenni ediyorum.
Sevgi ve ışıkla kalın…
Doç. Dr. Nazan TUNA ORAN