Pandemiler, geniş bir coğrafi alanda morbidite ve mortaliteyi büyük ölçüde artırabilen ve önemli ekonomik, sosyal ve politik bozulmaya neden olan büyük ölçekli bulaşıcı hastalık salgınlarıdır. 1918’de İspanyol gribi, 1957’de Asya gribi, 1968’de Hong Kong gribi ve 2009’da domuz gribi morbidite ve mortalite açısından çeşitli özelliklere sahip pandemiler olarak biliniyordu. Daha yakın dönemlere bakıldığında ise 2003’de SARS, 2009’da influenza (H1N1), 2012’de MERS, 2014’de Ebola, 2016’da Zika virüsü ve günümüzde Çin'in Wuhan şehrinde, Aralık 2019’da başlayan ve tanımlanan yeni koronavirüsün neden olduğu Covid-19 pandemisi dünya üzerinde birçok insanı olumsuz etkilemiş ve çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet vermiştir.
Uluslararası toplum, pandemilerin etkilerine hazırlanma ve azaltma yolunda ilerleme kaydetmiştir. 2003 şiddetli akut solunum sendromu (SARS) salgını ve kuş gribinin yarattığı tehditle ilgili artan endişeler birçok ülkeyi salgın planları geliştirmeye itti. Bu gelişmelere rağmen, küresel pandemi hazırlıklarında önemli boşluklar ve zorluklar bulunmaktadır. Pandemi sırasında hastaların karşılanmasında ve tedavi planlamasına yönelik birçok ülke temel gereksinimleri karşılayamamıştır. Günümüz tıbbi gelişmelere rağmen bu yeni pandemi hastalığın zamanında tespiti, temel bakım ihtiyaçları, temaslıların izlenmesi, karantina ve izolasyon prosedürleri ve küresel koordinasyon ve müdahale de dahil olmak üzere hem sağlık sektörü hem de sağlık sektörü dışında birçok zorluklar yaratmıştır.
Covid-19 pandemisi ortaya çıktığı 2019 yılı sonrası dünyayı hızlı bir şekilde etkilemiş, toplumun tüm kesimlerinde sıkıntı, panik ve endişeyi artırdığı saptanmıştır. Covid-19 pandemisi tüm dünyada kabul edilen tıbbi yaklaşım yöntemlerinin hızlı bir şekilde yeniden yorumlanmasına neden olmuştur. Bu hastalık hakkında başta bildiklerimizin kısıtlı olması tıbbi yaklaşımlarda zorlukları da beraberinde getirmiştir. Dünya genelinde tıp otoriteleri bu hastalığa yaklaşım konusunda çok hızlı değerlendirmeler yapmaya ve yeni klavuzlar yayınlamaya başladılar. Birçok ülkede tıbbi imkanlarını ve olası tedavi yaklaşımlarını göz önüne alarak birçok yeni klavuz yayınlandı. Bu kitapta bu yeni yaklaşımları derlemeye çalıştık. Tüm arkadaşlarımızın özverili çalışması sonucu ortaya çıkan bu eserin sağlık camiasına faydalı olması dileklerimizle emeği geçenlere teşekkürlerimizi sunarız.
Prof. Dr. Ahmet KAYA
Doç. Dr. Kaptan-ı Derya TAYFUR
Doç. Dr. Ali YILMAZ